Ankara Onkoloji Hastanesi’nde Uzaktan Muayene Sistemi

Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Yenilikçi Sistem

Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi, kısa bir süre önce devreye aldığı yeni sistemle, özellikle şehir dışından gelen veya yatağa bağımlı olan hastalar için evlerinden çıkmadan sağlık işlemlerini gerçekleştirmelerine olanak tanıyan önemli bir kolaylık sağlamıştır.

Sistemin işleyişine dair bilgi veren Tıbbi Onkoloji Kliniği İdari Sorumlusu, İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Cengiz Karaçin, bu uygulamanın ilk olarak Covid-19 salgını döneminde “teletıp” uygulaması olarak kullanıldığını, hastalardan hizmetin devamına yönelik talepler aldıklarını belirtti.

Sağlık Bakanlığı’nın sistemin altyapısını oluşturduğunu ve bu hizmetin sunulmasına yönelik yönetmelik düzenlemelerinin birkaç ay önce yayımlandığını hatırlatan Karaçin, bu altyapı sayesinde uzaktan görüntülü görüşme ile sağlık hizmetini tüm tıbbi onkoloji hastaları için resmi olarak sunmaya başladıklarını açıkladı.

Randevular MHRS Üzerinden Alınabiliyor

Doç. Dr. Karaçin, “Kanser tanısı alan hastalar, daha önce tıbbi onkoloji birimine MHRS veya ALO 182 üzerinden randevu alarak hastaneye gelebiliyorlardı. Artık kanser tanısı olan hastalar, MHRS üzerinden hastanemiz tıbbi onkoloji bölümüne uzaktan hasta muayenesi randevusu da alabiliyorlar. Bu uygulamada MHRS’den uygun tarih ve saat için randevu veriliyor ve hastanın telefonuna görüntülü muayene linkinin bulunduğu bir SMS gönderiliyor.” ifadelerini kullandı.

Hastaların bu linke tıklayarak kamera ve mikrofon erişim iznine onay vermesinin ardından belirlenen tarih ve saatte ilgili doktorla görüntülü ve sesli muayene gerçekleştirdiğini belirten Karaçin, bu sistemin özellikle şehir dışından gelen hastalar için büyük bir kolaylık sağladığını vurguladı.

Yatalak Kanser Hastası Evden Çıkmadan Muayene Oldu

Doç. Dr. Cengiz Karaçin, sistemin uygulamaya konulmasından sonra hastalar için çok faydalı olduğunu gördüklerini dile getirerek, “Örneğin, İstanbul’dan kanser tanısı almış, 80 yaşının üzerinde ve hastalığı nedeniyle yürüyemeyen bir hastamız, hastaneye yalnızca ambulansla gidip gelebiliyordu. Uzaktan görüntülü muayene randevusu alarak bize ulaştı. Muayene görüşmesinde, e-Nabız’dan patoloji raporlarını, ilaçlarını ve İstanbul’da aldığı tedaviyi inceleyebildik ve uygun tedavinin yapıldığını gördük.” dedi.

Hastanın ağrı problemi olduğunu belirten Karaçin, “Tek doz kullandığı ilacı günde üç defaya çıkarabileceğini görüntülü muayenede söyledik. Böylelikle sıkıntısını çözmüş olduk. Hastamızın ek bir ağrı kesici ihtiyacı olursa bunu da reçete ederek kendisine gönderebileceğimizi ilettik. Böylece hastamız evinden çıkmadan, ambulans talebinde bulunmak zorunda kalmadan tedavisinin düzenlenmesini sağlamış oldu.” diye ekledi.

Tetkik Sonuçlarını Değerlendiriyoruz, Reçete Yazabiliyoruz

Karaçin, hastaların bu sistemle hastaneye gelmelerini gerektirmeyen birçok işlemlerini kolayca çözebildiğini belirterek, “Örneğin, kontrol tetkiki veya görüntüleme gerekmeyen bir hastanın süresi dolmuş ilaç raporunu hastaneye gelmeden tekrar çıkarabiliyoruz ve reçete yazabiliyoruz. Hastanede tetkiklerini yaptırmış, tomografisini çektirmiş bir hastanın tetkik sonuçlarını da uzaktan görüntülü muayene ile değerlendiriyoruz.” bilgilerini verdi.

Sistemin sadece takip hastaları değil, aktif kemoterapi alan kanser hastaları için de önemli bir kolaylık sağladığını dile getiren Karaçin, “Kemoterapileri hastalarımıza vermeden önce kan tetkiklerine bakıyoruz ve bazen kan değerinde düşüklük görüldüğünde tedaviyi o gün vermeyip erteliyoruz. Örneğin, Amasya’da yaşayan bir hasta, tedavisi için 2-3 haftada bir hastaneye geliyordu. Bu sistem yokken, kan tetkikini Amasya’da yaptırıp hastaneye geldiğinde kan değerlerindeki düşüklük nedeniyle tedavi almadan geri döne biliyordu. Artık tetkik sonuçlarını uzaktan görüntülü muayene ile doktoruna gösterip kemoterapi alıp almayacağını öğrenebiliyor.” ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Cengiz Karaçin, “Bu uygulama, hastalar için sürekli hastaneye gidip gelmelerinin önüne geçerek büyük bir avantaj sağlıyor. Aynı zamanda, hastaneye gelen hasta sayısının azalmasıyla hastanedeki yükün de hafifleyeceğini düşünüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.