UNESCO Dünya Mirası: Ani Ören Yeri’nde Kazı Çalışmaları
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ani Ören Yeri’nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Kafkas Üniversitesi (KAÜ) işbirliğiyle yürütülen arkeolojik kazı ve koruma çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Kafkas Üniversitesi’nden sanat tarihçisi Doç. Dr. Muhammet Arslan’ın başkanlığında gerçekleştirilen bu önemli çalışmalar, 2024 yılı sezonunda 8 farklı üniversiteden yaklaşık 35 katılımcıyla sürdürülmektedir. Ekip, sanat tarihçileri, arkeologlar, mimarlar, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri ile deneyimli restoratörlerden oluşmaktadır.
Kazı sırasında, Bakanlığın Geleceğe Miras Projesi kapsamında Anadolu’daki ilk Türk-İslam şehri olarak bilinen Ani’de, Büyük Selçuklu dönemine ait erzak deposu keşfedilmiştir. Bu depo içerisinde, yaklaşık 1,5 metre yüksekliğinde konik kürevi formda sekiz adet küp bulunmuştur. Ayrıca, odadan çıkarılan ve Orta Çağ mitolojisinde cenneti sembolize eden tavus kuşu motifi ile süslü bir kase parçası, dikkat çekici buluntular arasında yer almıştır.
Kazı başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan, gazetecilere yaptığı açıklamada, Selçuklu Çarşısı, Selçuklu Konutları, Batı Aşot Surları ve Aşot Surları Doğu Burcu’ndaki Selçuklu kümbet kalıntılarında gerçekleştirdikleri çalışmaların heyecan verici bir şekilde sürdüğünü belirtti.
Çalışmaların titizlikle ve disiplinli bir şekilde yürütüldüğünü vurgulayan Arslan, şunları ifade etti:
- “Bagratlı Hanedanlığı döneminde inşa edilen ve Ani’nin ilk dış surları olan Aşot surlarının kuzeyine Selçuklular döneminde eklenen mekanların kazısı, Selçuklulara ait bir erzak deposunun gün yüzüne çıkmasını sağladı.”
- “Kuzey-güney doğrultusunda yer alan taş deponun içindeki pişmiş topraktan yapılmış seramik küpler oldukça ilginç bir yapı sergiliyor.”
- “Depoda, Büyük Selçuklular dönemine ait sekiz adet ‘pitos’ adı verilen küp bulduk. Bunun yanı sıra, tavus kuşu figürlü bir kase parçası da gün yüzüne çıkarıldı. Tavus kuşunun Orta Çağ İslam ikonografisinde ‘cennet kuşu’ olarak nitelendirildiği ve bunun cenneti sembolize eden bir figür olduğu bilinmektedir.”