Antibiyotik Direnci ve İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri
Son zamanlarda The Lancet dergisinde yayımlanan kapsamlı bir araştırma, antibiyotik direncine (AMR) bağlı ölümlerin 2050 yılına kadar 39 milyona ulaşabileceğini ortaya koydu. Bu çalışma, dünyanın dört bir yanından 204 ayrı ülkede toplanan yaklaşık 520 milyonu aşkın veriyi değerlendirerek, 1990-2021 yılları arasında antibiyotik direncine bağlı ölümlerin yıllık ortalama 1 milyon civarında olduğunu tespit etti.
Uzmanlar, özellikle ileri yaştaki bireylerin daha yüksek risk altında olduğunu vurguladı. Araştırma, bu dönemde 5 yaş altındaki çocuklarda AMR oranında bir düşüş yaşanırken, 70 yaş üstü bireylerde %80 oranında bir artış gözlemlendiğini kaydetti. Bu durum, yaşlı bireylerin antibiyotik direncine karşı daha savunmasız olduklarını ortaya koymaktadır.
Ayrıca, araştırmada son yıllarda AMR’ye bağlı ölümlerin artış gösterdiği belirtilirken, önümüzdeki çeyrek yüzyılda bu ölümlerin oranında yaklaşık %70’lik bir artış yaşanabileceği öngörülüyor.
“Bu büyük ve kalıcı bir problem”
Washington Üniversitesinden baş araştırmacı Christopher J. L. Murray, antibiyotik direncinin bakteriyel kaynaklı hastalıkların tedavisinde ciddi bir engel oluşturduğunu belirterek, “Bu büyük ve kalıcı bir problem.” ifadesini kullandı.
Los Angeles’taki California Üniversitesinden araştırmacı Kevin Ikuta ise, bulguların 2050 yılına gelindiğinde dünya genelinde her dakika 3 kişinin AMR’ye bağlı enfeksiyonlardan hayatını kaybedebileceğini gösterdiğini açıkladı. Ikuta, gelecek çeyrek asırda AMR’ye bağlı ölümlerin çoğunun Güney Asya ve Sahra Altı Afrika ülkelerinde gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini belirterek, “Şaşırtıcı bir şekilde, antibiyotiklerin aşırı veya bilinçsizce kullanıldığını görmekteyiz; bu durum, bakterilerin zaman içinde daha dirençli hale gelmesi için daha fazla baskı oluşturuyor.” dedi.
Araştırmacılar, elde edilen veriler ışığında ilaçların aşırı kullanımının önlenmesi ve antibiyotiklere erişimin daha dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Bu durum, hem bireylerin hem de toplumların sağlığını korumak adına son derece önemlidir.