Midas Vadisi’nde Kazı Çalışmaları
Han ile Seyitgazi ilçeleri arasında yer alan ve 3 kilometre uzunluğundaki Midas Vadisi, tarihi zenginlikleriyle dikkat çekmektedir. Bu vadide, ünlü Yazılıkaya Anıtı’nın da bulunduğu Midas Kale’deki kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Anadolu Üniversitesi işbirliği ile 2022 yılında başlatılmıştır.
Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Polat’ın liderliğinde gerçekleştirilen kazı çalışmaları, bu yıl 26 hektarlık bir alanda yoğunlaşarak önemli buluntular ortaya çıkarmıştır. Bu bağlamda, 7. Yüzyıla Ait Ocak ve Fırınlara Rastlandı.
Frig kaya altarı (sunak) önünde yapılan kazılarda, milattan önce 7’nci yüzyıla tarihlenen ocak ve fırınlar tespit edilmiştir. Gün yüzüne çıkarılan bu ocak ve fırınların, Frigler tarafından dini ritüellerde kurban edilen büyükbaş ve küçükbaş hayvanların etlerinin pişirilmesi ve ekmek yapımında kullanıldığı belirlenmiştir. Kazı Başkanı Doç. Dr. Polat, bu yıl ağırlıklı olarak kayalık platonun üst kesiminde, “Agdistis kutsal alanı” olarak bilinen bölgede yoğunlaşarak çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etmiştir.
Frig dönemine tarihlenen kaya altarı çevresinde yapılan kazılar, önemli sonuçlar elde edilmesini sağlamıştır. Polat, konuyla ilgili şu bilgileri aktarmıştır:
- “İlk kez bir Frig altarı önünde gerçekleştirilen kapsamlı kazılar sayesinde, altar önünde yapılan ritüellerin hazırlıklarının yapıldığı, ocakların varlığı ve basit düzende taş temelin yanı sıra ahşap konstrüksiyona sahip mekanların bulunduğu saptanmıştır.”
- “Yapılan ilk tespitlerimize göre, milattan önce 8-7’nci yüzyıla tarihlenen kutsal alanda, aynı zamanda milattan önce 7-6’ncı yüzyıla ait Lidya seramikleri ile üst tabakalarda 1’inci ve 2’nci yüzyıla tarihlenen Roma Dönemi’ne ait seramikler ve çeşitli buluntular tespit edilmiştir.”
Polat, kazı alanında kayalık platform üzerinde sıralanmış 4 kaya çanağı ve bunların hemen yanında, ana tanrıça Matar’ın soyut betimlemeleri olan bir kaya idolü bulduklarını da bildirmiştir. Bu kaya çanakları ile yan yana konumlandırılmış dörtgen planlı, üstten yakılmaya uygun ocakların varlığı, bu alanın ana tanrıça tarafından bolluk ve bereket ritüellerinin kutsandığını gösteren somut bir kanıt olmuştur.
Doç. Dr. Polat, kazıda buldukları ocak ve fırınların, ritüellerin nasıl organize edildiğine dair önemli bilgiler sağladığını vurgulamıştır. Ayrıca, bölgede yaşamın 250 bin yıl öncesinden günümüze kadar sürdüğünü belirtmiştir. Polat, “Yüzey araştırmalarımızda Alt Paleolitik döneme ait taş aletler bulduk. Daha sonra gelen medeniyetlerin hemen hepsi bu coğrafyada yaşamıştır; çünkü bu derin vadiler hem savunma amaçlı uygun hem de oldukça bereketlidir. Aynı zamanda sulak alanlar, yerleşim için tercih edilmiştir.” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.