Osteoporoz: Gizli Tehdit
Dünya genelinde 50 yaş ve üzerindeki üç kadından biri ve beş erkekten biri, osteoporoz nedeniyle oluşan kırık riskiyle karşı karşıya. Kemik yoğunluğunun azalması ve kemiklerin kırılgan hale gelmesi olarak tanımlanan osteoporoz, oldukça yaygın bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Kayhan Turan, bu hastalığın sarışın ve beyaz tenli bireylerde daha sık görüldüğünü belirtmektedir. “Kafkasyalı ve Asyalı kadınlar, daha yüksek osteoporoz riski taşırken, Afrikalı ve Güney Amerikalı kadınlar bu riski daha düşük seviyelerde yaşamaktadır. Ayrıca, birinci dereceden aile üyelerinde osteoporoza bağlı kırık geçmişi olan bireyler, daha büyük bir risk altındadır” diye ifade ediyor.
Kemik Sağlığı ve Kalça Kırıkları
Kadınlarda osteoporoz riski erkeklere göre daha fazla olduğunun altını çizen Turan, “Kadınların kemikleri genellikle daha küçük ve ince yapıda olmaktadır. Menopoz öncesinde kemik yoğunluğu belirli bir seviyede kalırken, menopozdan sonra 5-7 yıl içinde kadınlar kemik mineral yoğunluklarının yüzde 20’sini kaybedebilirler. Erkeklerde ise androjen hormon seviyeleri daha kademeli düştüğü için kemik kaybı genellikle 50’li yaşların sonlarından itibaren başlar ve daha yavaş ilerler” şeklinde açıklıyor. Dünyada her yıl yaklaşık 80 bin erkek kalça kırığı yaşamaktadır. 75 yaşının altındaki erkeklerde osteoporoz gelişimi genellikle altta yatan bir sağlık sorunu ile ilişkilidir. Ayrıca, hormon seviyeleri düşük olan erkeklerin kalça kırığı riski daha yüksektir.
Egzersizin Önemi
Düzenli ve dengeli egzersizlerin, yüksek kemik yoğunluğu elde edilmesine katkı sağladığını belirten Turan, ayrıca kadınlarda aşırı egzersiz yapmanın östrojen hormon seviyelerini düşürerek kemik kaybına yol açabileceğine dikkat çekiyor. Osteoporoz riskini azaltmak için uygulanması gereken bazı önlemleri şu şekilde sıralıyor:
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- Tiroid Bezi Hastalıkları: Tiroid bezi hastalıklarında fazla miktarda kullanılan sentetik tiroid hormonları kemiklerin zayıflamasına neden olabilir. Astım ve bağışıklık hastalıklarını kontrol etmek amacıyla alınan kortizon ve meme/prostat kanseri tedavisinde kullanılan ilaçlar da kemik gücünü azaltabilir. Bu ilaçları kullanırken doktor kontrolü altında olmak riski azaltacaktır.
- Alkol ve Sigara: Sigara ve alkol kullanan bireylerde kemik kaybı, kullanmayanlara göre daha hızlı gerçekleşmektedir. Alkol, vücudun D vitamininden yararlanma yeteneğini etkilerken, kemik oluşumunu engelleyerek vücutta kalsiyum ve magnezyum kayıplarını artırmaktadır.
- Kalsiyum Alımı: Yetersiz kalsiyum alımı, kanda düşük kalsiyum seviyelerine yol açar. Vücut bu eksikliği kemiklerden kalsiyum alarak telafi eder ve bu da kemikleri zayıflatır. Kalsiyumun vücutta etkili olabilmesi için D vitaminine ve cildin güneşe maruz kalmasına ihtiyaç vardır.
- Fiziksel Aktivite: Dinlenme halindeyken kemik oluşumu yavaşlar. Fiziksel olarak aktif olmak, kas ve kemiklerde güçlenme sağlar. Fiziksel aktivite, omurga veya kalçada kırık olma riskini yüzde 30-50 oranında azaltabilir. Ayrıca, gerekli miktarda kalori tüketmek kemik sağlığı açısından kritik öneme sahiptir.
- Kemik Dansitometresi Testi: Kadınların 65 yaşından itibaren, erkeklerin ise 70 yaşından itibaren kemik yoğunluğunu ölçtürmek için Kemik Dansitometresi (DEXA) testini yaptırmaları önerilmektedir.