
ABD Hava Kuvvetleri’nin gelecekteki hava gücünün bel kemiği olması planlanan ortak savaş uçağı programında, teknoloji şirketi Anduril’in geliştirdiği insansız hava aracı ilk uçuşa hazırlanıyor. Hava Kuvvetleri Bakanı Troy Meink, şirketin YFQ-44A kodlu prototipinin Ekim ayı ortasında ilk uçuşunu gerçekleştireceğini açıkladı. Bu uçuş, geleneksel insansız hava aracı testlerinden farklı bir felsefeyi temsil ediyor; zira Anduril, uçağın kalkıştan itibaren tamamen yarı otonom olmasını hedefliyor.
Bu durum, programdaki rakibi General Atomics‘in yaklaşımından oldukça farklı. General Atomics, kendi YFQ-42A modelinin ilk uçuşunu Ağustos ayında uzaktan kumanda ile gerçekleştirmişti. Anduril yetkilileri ise kendi yaklaşımlarını bir “sıçrama” olarak nitelendiriyor. Bu cesur strateji, uçağın kontrolünün bir insan operatörden ziyade, ilk andan itibaren kendi yazılımı tarafından sağlanmasını amaçlıyor.
Sıradan Bir İlk Uçuştan Fazlası: “Tek Düğmeli Otonomi”
Anduril’in Hava Hâkimiyeti ve Saldırıdan Sorumlu Başkan Yardımcısı Diem Salmon, YFQ-44A’nın ilk uçuşunun sıradan bir uzaktan kumandalı uçuş olmayacağını vurguladı. Salmon’a göre, uçak sadece tek bir düğmeye basılarak kalkış ve iniş yapacak. “Kontrol ve gaz pedalı yok,” diyen Salmon, aracın önceden programlanmış uçuş profilini tamamen kendi otonom yazılımıyla gerçekleştireceğini belirtti. Şirket, bu kararın, uçuş testlerini daha yavaş başlatsa bile, genel test sürecini hızlandıracağına inanıyor. Çünkü en zor kısım olan otonom yazılımı, en baştan çözmüş olacaklar.
General Atomics cephesinden gelen yorumlar ise daha geleneksel bir bakış açısını yansıtıyor. Şirket sözcüsü C. Mark Brinkley, tüm yeni uçakların ilk uçuşlarının riskleri en aza indirmek ve veri toplamak için uzaktan kumanda ile yapıldığını, bunun program başarısı için paha biçilmez olduğunu söyledi. Brinkley, Anduril’in yaklaşımını, “Bebeğimin emeklemesini hiç beklemediğimi, beşikten çıkıp doğrudan Hava Kuvvetleri Maratonu’na gideceğini söylemek gibi bir şey,” sözleriyle eleştirdi. Bu karşıtlık, iki şirketin askeri teknolojiye yaklaşımındaki temel farklılıkları ortaya koyuyor: Anduril yazılım öncelikli, “go big or go home” (büyük oyna ya da hiç oynama) felsefesiyle hareket ederken, General Atomics daha kademeli ve kanıtlanmış bir yolu tercih ediyor.
Hava Kuvvetlerinin Gelecek Vizyonu: 1.000 Otonom Kanat Adamı
Anduril’in girişimi, ABD Hava Kuvvetleri’nin ortak savaş uçağı (CCA) programının merkezinde yer alan stratejik hedeflerle doğrudan bağlantılı. Hava Kuvvetleri, F-35 ve F-22 gibi gelişmiş mürettebatlı savaş uçaklarıyla birlikte uçacak, en az 1.000 adet CCA’dan oluşan bir filo kurmayı hedefliyor. Bu insansız kanat adamları, pilotların hayati riskini azaltacak şekilde keşif ve istihbarat toplama, düşman sinyallerini bozma ve hatta düşman ateşini üzerlerine çekerek yem olma gibi kritik görevler üstlenecek.
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral David Allvin, CCA’ların F-35’e benzer gizlilik yeteneklerine ve F-22’den bile daha uzun, 700 deniz milinin üzerinde bir muharebe yarıçapına sahip olacağını belirtti. Bu, CCA’ların sadece yakın destek sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda daha derin taarruz görevlerinde de kullanılabileceği anlamına geliyor. Program, bu on yılın sonuna doğru operasyonel hale gelmeyi amaçlıyor, bu nedenle Anduril ve General Atomics arasındaki bu hızlı prototipleme ve test süreci, Hava Kuvvetleri’nin hedeflerine ulaşması için hayati önem taşıyor.
Zorluklar ve Geliştirme Süreci
Anduril mühendisleri, yarı otonom uçuş hedefine ulaşmak için zorlu bir yazılım geliştirme süreci geçirdi. Şirketin hava hakimiyeti ve saldırı mühendisliğinden sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Jason Levin, bu projenin “temiz bir sayfa” tasarımı gerektirdiğini ve donanım ile yazılımın eş zamanlı olarak, paralel bir çabayla geliştirildiğini söyledi. Levin’e göre, bu titizlik ve karmaşıklık seviyesi, bugüne kadar karşılaştıkları en büyük zorluklardan biriydi.
Anduril, bu zorluklar nedeniyle başlangıçta yaz aylarında başlayacağını duyurduğu uçuş testlerini sonbahara ertelemiş olsa da, yetkililer bunu bir kayıp olarak görmüyor. Onlara göre asıl yarış, ilk uçuşu en hızlı şekilde gerçekleştirmek değil, bu gelişmiş ve yenilikçi yeteneği en kısa sürede sahaya sürmektir. Bu yaklaşım, CCA programının sadece bir donanım yarışından ziyade, askeri havacılığın geleceğini şekillendirecek olan otonom yazılım ve yapay zekâ yeteneklerinin bir rekabeti olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Anduril’in ilk uçuşu, bu devrimsel dönüşümün en kritik adımlarından biri olacak.