Kovid-19 Salgını ve Türkiye’nin İlaç Sektöründeki Gelişmeler
Kovid-19 salgını, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sağlık sistemini derinden etkilemiştir. Bu süreç, ilaç ve tıbbi cihaz üretimi alanında önemli değişim ve gelişmelere zemin hazırlamıştır. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) Başkanı Dr. Asım Hocaoğlu, bu süreçte Türkiye’nin ilaç üretiminde önemli bir aşama kaydettiğini belirtmektedir. Ülkemizdeki ilaç ithalatına bağımlılığın azaltılması amacıyla başlatılan çalışmalar, yerli ilaç üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik önemli adımlar atılmıştır.
Yerli İlaç Üretiminde Artış
2020 yılında, Kovid-19 salgınının etkisiyle ilaç talebinde belirgin bir artış gözlemlenmiştir. Salgının başlangıcında, tedarik zincirinde yaşanan kesintiler, dünya genelinde üretim tesislerinin kapanmasına ve lojistik sorunlara yol açmıştır. Bu kapsamda, Asya’dan gelen tıbbi malzeme ve ilaç hammaddelerine olan bağımlılık, tüm ülkelerde tedarik sorunlarına neden olmuştur.
Salgunun en yoğun dönemlerinde, dünya genelinde yaşanan enflasyonist ortam, enerji fiyatlarındaki artışlar ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar, ilaç sektörünü etkilemiştir. Ancak Türkiye, halk sağlığının önceliği doğrultusunda üretim faaliyetlerine devam etmiştir. Ayrıca, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB), yerli PCR test kitlerinin geliştirilmesi için çeşitli işbirlikleri gerçekleştirmiştir. Bu çabalar, Türkiye’nin test kapasitesinin artmasına ve yurt dışı bağımlılığının azalmasına önemli katkılar sağlamıştır.
AR-GE ve Üretim Tesisleri Kurulumu
Kovid-19 sürecinin başlangıcında yerli ilaç üretim kapasitesini artırmak amacıyla araştırma-geliştirme (AR-GE) ve üretim tesisleri kurulmuştur. Türkiye, bu süreçte Kovid-19 aşılarının temin edilmesi ve üretilmesi için de hızlı adımlar atmıştır. 2020 yılında 2.2 milyar kutuya düşen ilaç pazarı hacmi, yerelleşme çalışmalarının katkısıyla 2023’te %21,36 artışla 2.67 milyar kutuya ulaşmıştır. Değer bazında ise, 7.18 milyar dolar olan ilaç pazarı, %30,22 artışla 9.35 milyar dolara yükselmiştir.
2023 yılı itibarıyla, Türkiye’de 2.76 milyar kutu ilaç pazara arz edilmiştir. Bunun 2.5 milyar kutusu, yerli üretim tesislerinde üretilerek halkın kullanımına sunulmuştur. Ayrıca, 2024 itibarıyla kullanılan ilaçların kutu bazında %91’i Türkiye’de üretilmektedir. İlaçların değer bazında ise %57’si yerli üretimle sağlanmaktadır.
Tıbbi Cihaz Sektöründeki Gelişmeler
Türkiye’de tıbbi cihaz sektöründe de benzer gelişmeler yaşanmıştır. 2002 yılında 64 milyon dolarlık ihracat ile ülkemizdeki tıbbi cihaz alanında ihracatın ithalatı karşılama oranı %11 seviyesindeyken, 2019 yılında bu oran %32’ye çıkmıştır. Pandemi ile birlikte, Türkiye’de tıbbi cihaz üretiminde hızlı aksiyon alınması sonucunda, hem iç hem de dış pazar ihtiyaçları karşılanmıştır. 2021 yılında 1.4 milyar doların üzerinde tıbbi cihaz ihracatı gerçekleştirilmiş ve bu da ihraç edilen tıbbi cihazların ithalatı karşılama oranını %55 seviyesine çıkarmıştır.
Kovid-19 salgını sürecinde, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile sağlık hizmetleri durma noktasına gelirken, Türkiye’de sağlık hizmetleri kesintisiz bir şekilde sunulmuştur. Bunun yanı sıra, birçok ülkeye tıbbi cihaz gönderilerek yardım yapılması, Türkiye’nin bu alandaki gücünü ve üretime dayalı politikalarının başarısını göstermektedir.
Sonuç olarak; Türkiye’nin Sağlık Sektöründeki Dönüşüm
Türkiye, Kovid-19 salgını sürecinde sağlık alanında gerçekleştirdiği dönüşümle, ilaç ve tıbbi cihaz üretiminde önemli bir konuma gelmiştir. Ülkemizin yerli ilaç ve tıbbi cihaz üretim kapasitesinin artırılması, sağlık sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamaktadır. Bu durum, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası alanda rekabet gücünü artırmakta ve sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırmaktadır. Önümüzdeki dönemde, Türkiye’nin sağlık sektörü, bu kazanımları daha da ileriye taşıyarak, global sağlık pazarında daha etkin bir rol oynamaya devam edecektir.
İlk yorum yapan olun