Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası: Tarihin İzinde Bir Miras

İnanç ve tarih turizmi açısından büyük bir öneme sahip olan 796 yıllık Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, tarihinin en kapsamlı restorasyonunun ardından kapılarını ziyaretçilerine yeniden açtı. Avrupalı bilim insanları tarafından “Anadolu’nun El-Hamrası” olarak nitelendirilen bu muazzam yapı, mimarisiyle de dikkatleri üzerine çekiyor.

Divriği Ulu Camii İmam Hatibi ve gönüllü mihmandarı Nail Ayan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın o dönemde karı-koca tarafından bitişik nizamda inşa edilen tek eser olduğunu belirtti. Ayan, eserin 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dahil edilen ilk anıtsal eser olduğunu hatırlatarak, “Eserimizin en kapsamlı restorasyonu, geçtiğimiz dönemde gerçekleştirilmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan bu restorasyon, eserin hak ettiği değeri kazanmasını sağladı. Umut ediyoruz ki bu değerli miras, bizden sonraki nesillere de hakkıyla bırakılacaktır.” diye konuştu.

“SLOGANIMIZ GÖRMEDEN ÖLMEYİN”

Ayan, eser için söylenecek çok şey olduğunu belirterek, “Ancak bizim sloganımız ‘görmeden ölmeyin’.” ifadesini kullandı. Ziyaretçilerin ilgisinden duydukları memnuniyeti dile getiren Ayan, şunları ekledi:

  • “Ağırlıklı olarak yerli ziyaretçilerimiz var. 40 bin ziyaretçinin yaklaşık 35 bini Türkiye’nin farklı illerinden gelen yerli misafirlerimizden oluşuyor.”
  • “Yabancı ziyaretçiler arasında ise birinci sırayı Almanlar, ikinci sırayı Japonlar, ardından da İtalyan ve Fransızlar alıyor. Dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerimiz mevcut.”
  • “Restorasyondan önceki haline sadık kalınarak, her bir taş titizlikle ele alınarak restore edilmiştir. Bu süreçte, 1930 Erzincan depremiyle dönme özelliğini yitiren şifahane bölümündeki denge sütunumuz, yaklaşık 85 yıl sonra tekrar döndürüldü.”
  • “Şifahane içerisinde akustik için yapılan havuzdan akan su şırıltısı, hastaların tecrit odalarında yatarken tedavi olmasına yardımcı olmuştur. Bu havuz, yeniden aktif hale getirilmiştir.”

Ankara’dan Divriği’ye gelen Zuhal Gözüküçük, adeta dantel gibi işlemeleri olan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nı çok beğendiğini ve mutlaka görülmesi gereken bir eser olduğunu ifade etti.

“ANADOLU’NUN EL HAMRASI”

Anadolu beyliklerinden Mengücekoğulları döneminde Hükümdar Süleyman Şah’ın oğlu Ahmed Şah tarafından 1228 yılında yaptırılan Divriği Ulu Camii, 1280 metrekarelik bir alanı kaplamaktadır. Camiyi tamamlayan Behram Şah’ın kızı Melike Turan Melek’in aynı yıl yaptırdığı Darüşşifa ise 768 metrekarelik bir alanda yer alıyor.

İspanya’nın Granada kentindeki İslam mimarisinin en önemli eserleri arasında sayılan El Hamra Sarayı’na benzetilen bu eser, Avrupalı bilim adamlarınca “Anadolu’nun El Hamrası” olarak görülmektedir. Mimari yapısı ile başta sanat tarihçileri olmak üzere mimar ve mühendisleri etkileyen eser, Darüşşifa taç kapısı, caminin kuzey ve batı taç kapısı ile Şah Mahfili taç kapısının her birinin kendine özgü eşsiz bezemeleriyle göz kamaştırıyor.