Hemofili: Kanama Bozukluğu ve Tedavi Süreçleri
Kan pıhtılaşmasını sağlayan proteinlerin eksikliği ya da işlev bozukluğu sonucunda ortaya çıkan hemofili, kalıtsal bir kanama bozukluğu olarak tanımlanır. Bu durum, yaralanma ya da cerrahi müdahalelerde hastaların uzun süreli kan kaybına maruz kalmasına neden olabilir. Hemofili, genetik olarak ebeveynlerden çocuklara geçiş gösterir ve dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen bir hastalık olarak dikkat çekmektedir. Uzmanlar, gelişen tedavi yöntemleri ve düzenli sağlık bakımı ile hemofili hastalarının yaşam kalitesinin önemli ölçüde artırılabileceğine vurgu yapıyor.
Cazip Bir Destinasyon: Türkiye
Türkiye’nin hemofili tedavisinde uluslararası hasta kabul eden ülkeler arasında önemli bir konumda olduğunu belirten İstanbul Üniversitesi Rektörü ve Türkiye Hemofili Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Zülfikar, “Başarılı hekimler ve tedavi süreçlerine erişim kolaylığı, Türkiye’yi yabancı hastalar için cazip bir destinasyon haline getirdi” şeklinde konuştu.
Türkiye’de Ücretsiz Destek
Ülkemizde yaklaşık 80 bin, dünya genelinde ise 1 milyonu aşkın hemofili hastası bulunduğunu hatırlatan Zülfikar, “Bu istatistikler doğrultusunda, tedaviye erişim kritik bir önem taşıyor. Çünkü hemofili, ömür boyu süren ve hastanın yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir hastalıktır. Türkiye, bu ihtiyaca yönelik olarak 10’dan fazla Hemofili Merkezi ile ücretsiz tedavi desteği sunmaktadır. Bu merkezlerin ekonomik erişilebilirliği ve hekim kalitesi, ülkemizi uluslararası arenada daha cazip hale getiriyor. Şimdiye kadar tedavi amaçlı olarak Türkiye’ye gelen hastalar arasında Azerbaycan, Arnavutluk, Libya, Afrika, Kırgızistan ve Özbekistan yer alıyor” dedi.
Türkiye’nin Katkısı Büyük
Dünya Hemofili Federasyonu Başkanı Cesar Garrido, hemofili hastalarının tedavi süreçlerinde dünya genelinde yaşanan iyileşmelerden bahsederken, Türkiye’nin bu alandaki büyük ilerlemesine dikkat çekti. Türkiye’nin hemofili tedavisini ücretsiz sunan ilk 10 ülke arasında yer aldığını vurgulayan Garrido, bu durumun dünya çapındaki önemini dile getirdi. Ayrıca, kongrelerin hastaların tedavilere erişiminde kritik bir rol oynadığını belirtti. Türkiye Hemofili Derneği’nin ve Türk hekimlerin bu alandaki çabalarının, dünya genelinde yapılan araştırmalara katkısının yadsınamaz olduğunu ifade eden Garrido, Türk Hemofili Derneği ve bu derneğe bağlı çalışan doktorları övgüyle andı.
Bilgilendirme Hayati Önemde
Hemofili Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Kaan Kavaklı, hemofili hastaları ve yakınlarının tedavi süreçleri hakkında bilgilendirilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı. Bu bilgilendirmelerin en etkili adresinin kongreler olduğunu ifade eden Kavaklı, “Her yıl düzenlenen Hemofili Kongresi çerçevesinde, hem dünyada hem de Türkiye’de hemofili tedavisinde gelinen son noktayı paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Geniş bir katılımcı kitlesine ev sahipliği yaparak, fizyoterapistlerden hemşirelere, doktorlardan hasta yakınlarına, hatta ilaç firmalarına kadar uzanan bir yelpazede herkes üç gün boyunca önemli kazanımlar elde ediyor ve kongremizden değerli bilgilerle ayrılıyor” dedi.
Lyon Üniversitesi Hemostaz Merkezi Başkanı Prof. Dr. Yeşim Dargaud, klinik araştırmaların tedavi süreçlerine entegrasyonunun sağlanmasıyla birlikte önemli ilerlemeler kaydedildiğini ifade etti. Dargaud, son yıllarda özellikle kadınlarda görülen kanama bozukluklarına yönelik araştırmalara ağırlık verdiklerini vurguladı.