Kalp ve Damar Hastalıklarına Dikkat!
Dünyada yaşamı tehdit eden sağlık sorunlarının başında kalp ve damar hastalıkları gelmektedir. Bu hastalıklar, ülkemizde ve dünyada tüm ölümlerin en sık görülen nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Kardiyolog Prof. Dr. Ramazan Özdemir, 29 Eylül Dünya Kalp Günü vesilesiyle gizli kalp krizine karşı önemli uyarılarda bulundu. Özellikle diyabet hastalarının yüzde 30’unda kalp krizinin herhangi bir ağrı olmadan ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Özdemir, “Rahatsızlık, sessiz veya gizli kalp krizi dediğimiz şekilde kendini gösterebilir. Bu nedenle, özellikle diyabet hastalarının bu duruma dikkat etmesi büyük önem taşımaktadır” dedi.
Mide Ağrısına Dikkat!
Dünyada her yıl yaklaşık 19 milyon kişi kalp ve damar hastalıklarından hayatını kaybetmektedir. Kalp ve damar hastalıkları arasında en yaygın ve korkulan durum ise kalp krizidir. Kalp krizi belirtileri arasında göğsün tam ortasında ağrı, çarpıntı, nefes darlığı ve ani bilinç kaybı yer alırken, genç bireylerde mide ağrısı, bulantı ve ekşime gibi belirtiler de gözlemlenebilmektedir. Bu bağlamda, Prof. Dr. Özdemir, “Kalp krizinin en önemli belirtilerinden biri ağrıdır. Kalbin damarlarıyla ilgili olan ağrı daha spesifik bir karaktere sahiptir” şeklinde konuştu.
Kalbin Ortasında Sinyal
Kalp krizinin belirtilerini açıklayan Özdemir, “Eğer yüzde 100 tıkanmamış bir kalp damarında hasta hareket halindeyken ağrı hissederse, bu durumda kalbin oksijen ihtiyacı artmakta ve bu tür bir ağrı ortaya çıkmaktadır. Ağrı genellikle göğsün ortasında, sağda veya solda değil, yanma hissi şeklindedir. Bu ağrı, çeneye ve sol kola doğru yayılabilir. Eğer ağrı eforla ilgiliyse, yani yüzde 100 tıkanmamış bir damarın ağrısıysa, hasta dinlenmeye geçtiğinde 3 ila 5 dakika içinde ağrı geçer veya dilaltı ilaçla rahatlayabilir. Ancak, kalp damarının yüzde 100 tıkanması durumunda, ağrı yine göğsün ortasında yoğunlaşır; sol kol, sol omuz ve alt çeneye yayılabilir. Bu durumda bulantı ve kusma da görülebilir. Ağrı yarım saatten uzun sürüyorsa ve sırt bölgesini de etkiliyorsa, bu tip bir ağrı tipik kalp krizi ağrısıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Nasıl Korunuruz?
Kalp krizinin önlenmesinde sigaranın risk faktörleri arasında en başta geldiğini ifade eden Özdemir, “Düzenli hareket etmek son derece önemlidir. Hareketsizlik, metabolik sendrom durumuna yol açarak kilo alımını ve dolayısıyla kalp damar hastalıklarını beraberinde getirebilir. Diyabetin kontrol altına alınması da şarttır. Hipertansiyon, kalp ve damar hastalıklarına zemin hazırlayan önemli bir faktördür. Özellikle işlenmiş gıdalar ve şekerli besinlerden uzak durmak gerekmektedir. Genetik faktörler olsa bile, değiştirilebilir risk faktörlerini ortadan kaldırdığımızda kalp ve damar hastalıklarını yüzde 50 oranında azaltabiliriz” şeklinde konuştu.
En Kritik Yaş 40
Prof. Dr. Özdemir, “Herhangi bir ebeveyni 50 yaş altında kalp krizi geçiren bireylerin risk altında olduğunu belirtmektedir. Kişide bu risk faktörleri mevcutsa, diğer riskleri azaltmak büyük önem taşır. Eğer kişi sigara içiyorsa, sigarayı bırakmalı; tansiyon, şeker hastalığı ve kolesterol yüksekliği gibi sorunları varsa bunları mutlaka kontrol altına almalıdır. Bu tür bireylerin 40’lı yaşlarda sağlık kontrollerini yaptırmaları önemlidir” diyerek sözlerini sonlandırdı.