Urfa Kalesi Kazı Çalışmaları ve Restorasyonu

Urfa Kalesi Kazı Çalışmaları

Urfa Kalesi Kazı Çalışmaları

Kuruluş tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, sur duvarlarının milattan sonra 9. yüzyılda Abbasiler döneminde inşa edildiği tahmin edilen Urfa Kalesi’nde yürütülen kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izin ve destekleriyle Prof. Dr. Gülriz Kozbe başkanlığında 5 yıldır devam etmektedir. Kalenin kazı, restorasyon ve çevre düzenlemesi tamamlandığında turizme açılması planlanmaktadır. Kazı Başkanı Prof. Dr. Gülriz Kozbe, bu yılki kazı çalışmalarının nisan ayından bu yana büyük bir titizlikle sürdüğünü ifade etti.

Kalenin tarihine ilişkin arkeolojik veriler elde edilmeden kesin bir bilgi vermenin mümkün olmadığını belirten Kozbe, şu bilgileri paylaştı:

  • MÖ 3. yüzyıldan itibaren izler: “Bugün bulduğumuz en erken veri, MÖ 3. yüzyılda sarayın da bulunduğu döneme ait. Ancak günümüzde gördüğümüz sur duvarları o döneme ait değil.”
  • Abbasiler ve sur duvarları: “MS 9. yüzyılda Abbasiler ilk kez bu kaleyi sur duvarlarıyla çevirmiştir. 18. ve 19. yüzyıllara kadar burası, farklı kültürlerin ve uygarlıkların önemli bir kalesi olmuştur.”
  • Ticaret yolları üzerinde stratejik bir konum: “Kale, önemli ticaret yolları üzerinde yer almakta ve bereketli, verimli bir araziye sahip olduğu için tarih boyunca değişik kültürler tarafından kullanılmıştır.”

İslam, Musevi ve Hristiyan Dünyası İçin Önemli

İslam, Musevi ve Hristiyan Dünyası İçin Önemli

Kazıların, bölgenin ve kalenin tarihine ışık tutacağını aktaran Kozbe, şunları ekledi:

  • İslami Dönem: “Bölgede ciddi anlamda bir İslami dönemin varlığını biliyoruz. Bu nedenle Şanlıurfa’nın tarihi açısından önemli bir boyut sunmaktadır.”
  • Çeşitli Dillerdeki Metinler: “Hala sarayı açmadığımız için o dönem hakkında çok şey söylemek zor, ancak Arapça, Latince, Süryanice ve antik dönem metinlerinde Abgar Krallığı döneminde 9. Manu adlı kralın Hristiyanlığı kabul ettiğini görüyoruz. Bu da bölgenin, Pagan inanışlarının yanı sıra İslam, Musevi ve Hristiyan dünyası için de önemli bir yer olduğunu gösteriyor.”

Kazı çalışmaları sırasında kalenin mimarisinin belirgin bir şekilde ortaya çıktığını dile getiren Kozbe, “Sur duvarları, burçları ve sur duvarlarının içine yerleştirilmiş yapılar ile birlikte giriş kapısını da gün yüzüne çıkardık. Farklı dönem insanlarının yaşadığı mekanları açıyoruz. Evler, günlük yaşamda kullanılan çanak çömlekler, metal aletler ve yoğun miktarda ok uçları ile mızraklar bulmaktayız. Ayrıca mimaride kullanılan çiviler ve metal takılar ile sikkeler de önemli buluntular arasında yer alıyor,” dedi.

Kaledeki Restorasyon Çalışmaları

Kaledeki Restorasyon Çalışmaları

Prof. Dr. Kozbe, Urfa Kalesi’ni ziyaretçi kabul eden eski günlerine kavuşturmayı hedeflediklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:

  • Kazı ve Restorasyon Hedefi: “Bütün çabamız, arkeolojik kazıları hızlandırıp restorasyonu tamamlayarak burayı ziyarete açmaktır. 2022 yılına kadar bu hedefe ulaşmayı planlıyorduk, ancak 2023 Şubat’ındaki deprem felaketi nedeniyle programımızda aksamalar oldu.”
  • Restorasyon Projesi: “Kale, özellikle sur duvarlarının kuzey ve güneydoğusundaki kısımlarda ciddi tahribat gördü. Derzlerde boşalmalar oluştu. Yıkım olmamakla birlikte, uygun tedbirler alınmadığı takdirde riskli durumlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle bağımsız bir restorasyon projesi başvurusu yaptık ve bu proje bizim gözetimimizde gerçekleştirilecektir.”

Kozbe, bu restorasyon projesinin yaklaşık 1,5 yıl süreceğini belirterek, “Birçok noktada müdahale gerektiren durumlar söz konusu. Umut ediyorum ki her şey yolunda giderse, kalemiz 1,5 yıl içinde ziyarete açılacaktır,” şeklinde konuştu.