Bursa’daki Antik Tiyatro Kazısı Devam Ediyor

Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle, Bursa Müze Müdürlüğü ve Nilüfer Belediyesi’nin desteğiyle 2021 yılının Ağustos ayında başlatılan antik tiyatro kazısı, Bursa Uludağ Üniversitesi’nin (BUÜ) bilimsel danışmanlığında sürmektedir.

Milattan önce 4’üncü yüzyılın sonlarına tarihlenen bu tiyatro, Uluabat Gölü’ne hakim Zambaktepe’nin yamacına inşa edilmiştir. Tiyatro, VIP alanları ve loca benzeri bölümleriyle dikkat çekiyor ve yaklaşık 6 bin kişilik bir kapasiteye sahip olduğu düşünülüyor. Kazı başkanlığını yürüten BUÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Derya Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kazı çalışmalarında öncelikle tiyatronun doğu parodusu (orkestra çukurunun her iki yanındaki karşılıklı giriş yolları) büyük bölümünü açığa çıkardıklarını belirtti.

Geçen yıl orkestra alanını büyük ölçüde gün yüzüne çıkardıklarını, oturma sıralarını bulduklarını ve batı parodosunu kısmen açtıklarını aktaran Şahin, bu yılki çalışmalarında hem batı parodosu hem de kavea (seyircilerin oturduğu alan) bölümlerinde devam ettiklerini dile getirdi.

Şahin, Helenistik dönemde antik kentin sur duvarlarının güçlendirilmesi amacıyla bazı oturma basamaklarının yerinden sökülerek götürüldüğünü, ancak bunlardan bir kısmının yerlerinden kaydığını ifade etti. Şu bilgileri paylaştı:

  • Tiyatronun orkestra alanı yaklaşık 28 metre çapında, kavea kısmı ise dışarıdan çevrilen duvarlarla birlikte yaklaşık 78 metre büyüklüğünde.
  • Dolayısıyla, 80 metreye yakın oldukça büyük bir tiyatrodan söz etmek mümkündür.
  • Tiyatro, 6 bin kişilik oturma kapasitesi ile kentlerin nüfus yoğunluğuna göre planlanan önemli bir yapı olarak öne çıkıyor.

Tiyatronun yamaçta inşa edilmesi, Helenistik dönemde yapıldığını açıkça göstermektedir. Ancak Roma döneminde insanların talepleri ve tercihleri değiştiği için, orkestrasının arena formunda düzenlendiği de bilinmektedir.

TRAJEDİ VE ŞİDDET İÇERİKLİ OYUNLAR SAHNELENİYORDU

Prof. Dr. Şahin, antik tiyatrolarda trajedi içerikli oyunların ön planda olduğunu, Euripides, Sofokles ve Aiskhülos gibi yazarların eserlerinin sahneye konulduğunu belirtti. Roma döneminde ise şiddet içeren gladyatör oyunları ve hayvan mücadelelerinin daha fazla öne çıktığını ifade etti. “Bu nedenle orkestranın etrafı güvenlik amacıyla parapet duvarıyla çevriliyordu. Bunu yaptığımız kazılarda açık bir şekilde görebiliyoruz.” dedi.

Tiyatrolardaki oturma düzeninin hiyerarşik olduğunu vurgulayan Şahin, şu şekilde devam etti:

  • En altta, VIP’nin oturduğu prohedria bölümü bulunmaktadır.
  • Alttan yukarıya doğru gidildikçe oturan kişilerin önem sıralarının düştüğünü görmekteyiz.
  • En üstte ise köleler ve ikinci sınıf öneme sahip insanlar oturmaktadır.

Oturma sıralarının rezerve edildiğini de biliyoruz. Farklı kentlerdeki çalışmalarla elde edilen örnekler, burada yazıtlı bir oturma basamağı tespit ettiğimizi gösteriyor. Bu basamak, özel bir ismin yer aldığını ortaya koyuyor; ancak eksik parçaları nedeniyle tam olarak tamamlayamıyoruz.

BAŞLANGIÇTA TİYATRONUN OTURACAĞI ALANI SEÇMELERİ ÇOK ÖNEMLİYDİ

Buluntuların çoğunlukla mimari yoğunlukta olduğunu belirten Şahin, hem klasik hem de Helenistik ve Roma dönemine tarihlenen seramik parçaları, fragmanları, farklı metal buluntular ve mimariye özgü kabartmalara ulaştıklarını ifade etti.

Tiyatronun mimarisinin karmaşık ve girift olduğunu vurgulayan Şahin, “Başlangıçta tiyatronun oturacağı alanı seçmeleri çok önemliydi. Tiyatronun yeri, yakınında bir deniz veya göl varsa oraya bakar şekilde planlanıyordu. Helenistik tiyatrolarda, özellikle bizim örneğimizde olduğu gibi, bir yamaç üzerine kuruluyordu.” dedi.

Şahin, tiyatro yapımında kullanılan malzemelerin hemen yakındaki ana kayalardan temin edildiğini, yer yer ana kayaları düzelterek yatak oluşturduklarını ve metaller kullanarak, antik mimaride birleştirici unsurlar kullanarak yapı taşlarını birbirine bağladıklarını da sözlerine ekledi. Roma İmparatoru Hadrianus’un sur duvarlarında korunan yazıtının bulunduğunu belirten Şahin, profesyonel uzmanlar, restoratörler, antropologlar, mimarlar ve işçilerin yer aldığı kalabalık bir ekiple yürüttükleri kazıyı hava şartları elverdiğince sürdüreceklerini ifade etti.

Turizm

Nemrut Kalderası karla kaplandı

Nemrut Kalderası, kış mevsiminin güzellikleriyle kaplandı. Bembeyaz kar örtüsüyle muhteşem bir manzara sunan kaldera, doğa severler için eşsiz bir keşif noktası haline geldi. Kış aktiviteleri ve fotoğraf tutkunları için ideal bir destinasyon! […]